Sizlere yakınlarda Fox Tv de yayına giren “Maske Kimsin Sen” programıyla ilgili düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Bir şeyi izlemeye başlamadan önce eleştirebilmeyi, irdelemeyi ve üzerinde konuşmayı bilmeliyiz. Toplum olarak bizler bir şeyi alıp direkt uygulamayı severiz. Bireysel formda da durum aynı. Artık bu pencereyi değiştirmek lazım. Günümüzün en büyük problemlerinden birisi de kişilerin kendi ol(a)maması, farklı kişiler haline dönüşmesi ve günlük hayat içerisinde sürekli maske takılıyor olması.
Günlük hayatta insanlar birbirlerini zaten göremiyor ve tanıyamıyor. Bir de üzerine böyle maskeleşmeyi popüler hale getirmeye çalışırsak hayatı insan iletişimine çok ciddi zarar verebilecek bir boyuta dönüştürebiliriz. Bu noktada Maske kimsin sen programı psikolojik anlamda bizlere çok şey anlatıyor.
Dışarıdan uyarlanan her taklit program toplumsal kültüre uygun mudur?
Maske kimsin sen programının psikolojik boyutuna şöyle bir giriş yapmak istiyorum. Bu cevabımla yukarıdaki soruya da bir yanıt vermeyi planlıyorum. Bununla alakalı sizlere biraz Carl Gustav Jung’un persona kavramından bahsetmek istiyorum. Türkçe karşılığı ile maske. Carl Jung bilinçdışı ve bilinç arasında sürekli devam eden bir yer değiştirmenin olduğunu savunur. C. G. Jung: ‘’Persona, bireyin dünyaya kendini uydurma düzenine denir, ya da dünya ile olan ilişkilerinde takındığı tavırdır. İnsanın kendi persona’ları ile özdeşleşmesi ise tehlikeli bir durumdur; profesör okuttuğu kitapla, tenor kendi sesiyle özdeşleşebilir. Biraz abartırsak, insanın olduğunu sanıp da aslında olmadığı şeydir persona ya da başkalarının onun olduğunu sandığı şey, diyebiliriz’’ şeklinde yorumlar.
Örnek verecek olursak kişi, evde çok agresif, her şeye sinirlenen, kırıp döken birisi iken dışarıya çok şefkatli, yardımsever, iyilik yapan, güler yüzlü birisi olarak kendini gösterebilir. Aslında yaptığı şey kendi gerçek kişiliğini saklayarak toplumun onu kabul edeceği bir kişilik kalıbına sığınmak. Bu esnada Jung şu soruyu soruyor. Peki hangisi gerçek kişilik? Aslında bizler yaşadığımız toplumda kabul görecek, eleştirilmeyecek, yadırganmayacak taraflarımızı ortaya koyarız. Ona göre bir kalıba bürünüp yaşamımıza gerçek olmayan bir kimlikle devam ederiz. Gerçek kişiliğimizi ortaya koyamayınca topluma göre uyarladığımız yönümüzle kendimizi kapattığımız o sahte kutuda gerçek kişiliğimizle savaşırız. Burada Doğan Cüceloğlu hocamızın “Mış Gibi Yaşamlar” kitabı aklıma geldi. Hatta kitaba özüne yabancılaşmış insanlar insanların oluşturduğu “Mış Gibi Yaşamlar” diye başlar. Doğan Cüceloğlu’nun bu kitabını okuyan kişi kendine karşısına geçerek bakar. Okunmayı hak eden bir kitap. Ayrıca bu kitaplar ve Jung’un bakış açısı, Maske kimsin sen gibi programlara farklı bir gözle bakmanızı sağlar.
Maske Kimsin Sen Programına Psikolojik Bir Bakış
Uzun bir girişten sonra biraz Maske kimsin sen programının içeriğine bakalım. Program ünlülerin kostüm giyip, maske takıp şarkı söylediği bir konsepte sahip. Eğlence programında yer alan yarışmacılar kimliklerini belli etmeyecek şekilde seçtikleri kostümleri giyip sahnede şarkı söylüyorlar. Programda üç jüri üyesi yer alıyor. Program sonrasında yapılan oylama sonucunda en az oyu alan kişi eleniyor. Ben de programı seyrederken eğlence programı gözüyle baktım. Yetişkinler her ne kadar kişilikleri, değerleri ve kültürleri ile ilgili bazı önemli bilgilere sahip olsalar da, bu programlar onların üzerinde de etki sahibi olabiliyor. Bilinçdışında sakladığımız yönlerimiz var. Ev hayatında ya da dışarıda, topluma uygun olması adına sakladığımız şeyler mevcut. Peki maskelerimizi çıkaracak cesaretimiz var mı?
Tüm bunlar insana çok şey katıyor ve eğlenceli geliyor. Çünkü maskesini legal yollardan çıkarabilen ve bundan zarar görmeyen birileri var. Peki ya bizim taktığımız maskeler? İşyerinde çok düzenli ve çok disiplinli insanlar olabiliriz. Peki evdeki dağınıklığı ne kadar saklayabiliriz? Bir yerlerde patlak verir mi acaba?
Maske Kimsin Sen Programına Bir De Çocukların Gözünden Bakalım
Yetişkinler bu programı seyrederken ben nasıl olsa kişiliğimi oturttum böyle bir program beni çok etkilemez diyebilir. Peki ya çocuklar üzerinde nasıl bir etkiye sahip Maske Kimsin Sen programı? Çocuğun dünyasına nasıl yansır izledikleri, düşündünüz mü? Çocuklar gerçek ve hayali ayırt edemezler. Bunu izleyen çocuklar 12 yaşından küçük olursa izledikleri kişileri taklit edip, rol model alabilirler.
Jean Piaget’in bilişsel gelişim dönemlerinden birisi olan somut işlemler dönemi 7-11 yaş aralığındadır. Çocuklar bu dönemde hayran oldukları, gördükleri kişiyle özdeşleşebilirler. Bu yüzden çocuklarla beraber bu tarz programları izlemenin çocuğun kimlik kazanmadaki rolünü etkileme oranı çok yüksek. Maske kimsin sen ve benzeri programları izlemelerine izin vererek, biz çocuklara şunu mu öğretiyoruz? Kendin olmak zorunda değilsin, istediğin zaman istediğin kişiliğe bürünebilirsin ya da insanları kandırma hakkına sahipsin. Evdeki dağınıklığı gizleyebilirsin. Toplumda tutunamadın mı, toplumun seni kabul edeceği bir kişiliğe bürün ve o şekilde hayata tutun.
Aslında farkında olmadan çocuğu benliğinin dışına çıkartıyoruz. Burada şunu sorgulamak gerekiyor çocuğa biz neyi öğretmek istiyoruz, gerçek sen olmayı mı? Hep demez miyiz; dürüst ol, duygularını yansıt, içindekini yansıt diye. Biz yetişkinlerin dünyaya bakışıyla çocuğun bakışı o kadar farklı ki. Ancak şu da bir gerçek, ebeveyni dünyayı nasıl görüyorsa, çocuk da onu görerek büyüyor. Yani ebeveynin de dışarıda taktığı maskeleri varsa, çocuk da bunları görüyor ve maske takmayı öğreniyor. Maske kimsin sen gibi programları seyrederken çocukların gelişim dönemlerini unutmamak ve mümkün olduğunca böyle içeriklerden uzak tutmak esas gibi görünüyor.
Fatma Gül Çelebi/Psikolojik Danışman
Güzel yazı
Son zamanlarda çokça gündemde yer alan bir konudan bahsettiğiniz için teşekkürler…
Kaleminize ,yorumunuza saglik oyle guzel aciklamis ve analiz etmissiniz ki program bizim kulturumuze ve dini degerlerimizze fazlasiyla aykiri keske her yapanci programi iyice analiz etmeden kendimize uyarlamasak… Ben cok tesekkur ederim bir psikolog ve anne olarak