Depresyon tedavi sürecine başlamadan önce terapi seçenekleri incelendiğinde Bilişsel Davranışçı Terapi son yıllarda en etkin tedavi seçeneklerinden biri olarak yer almaktadır. Hem depresyon semptomlarının azaltılmasında hem de tedavi edilmiş olan depresyonun yeniden belirtilerinin meydana gelmesini önlemede umut veren sonuçlar saptanmaktadır. Bilişsel davranışçı terapi depresyon tedavi sürecinde ilaç tedavisi uygulanması yerine alternatif olarak uygulanabilecek en önemli tedavi yöntemlerinden biri olarak kabul görmektedir.
Depresyon nedir? Depresyon nasıl tedavi edilir?
DEPRESYON NEDİR?
Depresyon bireyin normal yaşam standartlarından kopmasına neden olan duygu durum rahatsızlıklarından biridir. Birey kendini alışkın olduğu halinden farklı olarak görür. Davranış yapısı, düşünceleri ve duygulanımları eskisi gibi değildir. Yaşam sürecinde olumsuzluk düşünce yapısı hakimdir. Yemek yemeği zevk haline getiren bir birey yediği yemekten zevk almadığını söylemektedir. Gezip, yeni yerler keşfetme hobisi olan birey için yataktan çıkmak bile eziyet olmaya başlamıştır. Çocuğuna ilgili olan ve onu çok seven bir anne için çocuğun bakımı onun için zorlaşmaktadır ve çocuğunu ihmal etme sürecine girmektedir. Bu bireyler günlük alışılmış yaşamları dışına çıkıp farklı davranışlar sergilemeye başlamıştırlar bu durumuna yakınları yakından şahit olup, şikayetçi olmaya başlamışlardır. Bireylerin hayatlarını bu denli değişmesine neden olan ne olabilir? Bu sorunun cevabını aramaya başlayıp cevabı duygusal bozukluk olarak bilinen depresyonun ne demek olduğunu tanımlamaya çalışarak başlayabiliriz.
DEPRESYONUN DÖRT TEMEL AŞAMASI:
Depresyon sürecinde kişiye hakim olan dört aşamalı düşünce yapısı hakimdir. Bunlar bilişsel üçlemelerdir, olumsuz otomatik düşünceler, mantık hataları ve işlevsel olmayan temel inançlar olarak tanımlanmaktadır.
Bunlardan ilki bireyin kendini, geleceğini ve kişiler arası iletişimini olumsuz olarak algılamasıdır. Birey kendini değersiz ve yetersiz inancıyla tanımlar. Geleceğinin zorluklarla dolu ve aşılması güçlülükler dolu olarak görmektedir.
İkincisi ise olumsuz otomatik düşüncelerdir. Bu düşünceler bireyin farkındalığı olmadan hızlı ve otomatik şekilde ortaya çıkarak ve duygu, düşünce, davranışları etkisi altına girmektedir.
Üçüncüsü ise bilgi işleme sürecinde yaşanan mantık hatalarıdır. Mantık hataları dediğimiz ise, bireyin kendisini, etrafını ve geleceğini olumsuzluklarla dolu olarak algılamasıyla başlamaktadır. Depresyon yaşayan bireylere gün içinde birden fazla yineledikleri mantık hatalarına verilebilecek örnekler:
- Bugün her şey üst üste geldi ve ters gitti, hiç iyi diyebileceğim bir şey olmadı. (Algıda seçicilik olarak sadece olumsuzluklara odaklanma.)
- Patronum bana kızacak ve benim işime son verecek. (Keyfi çıkarsamalar da bulunmak .)
- Sınavdan yüksek not aldım ama bunun sebebi sınavın kolay olmasıydı. (Olumlu olayları küçümseme davranışı)
Mantık hataları sağlıklı kişilerde de görülmektedir ama bu hatalar kronikleşmeye başladıktan sonra sıklıkla yaşamaya başladığı görülmektedir.
Dördüncü ise olumsuz temel inançlardır. Olumsuz temel inançlar kendi içinde otomatik düşüncelerin oluşumu sağlar. Örneğin birey ”Hayatında başarılı olmak istiyorsan her alanda başarılı olmalıyım.” düşüncesinde temel inancının barındırdığını düşünelim. Bu bireyin başarılı olmuş hissini hissetmesine olumsuz temel inancı sebebiyle engellenmektedir. Bilişsel Davranışçı Terapi depresyon tedavisiyle dört öge de yoğun olarak çalışmaktadır.
DEPRESYON TEDAVİSİNDE SÜREÇ NASIL OLUR?
Yazımın boyunca depresyon nedir sorusuna cevap vermeye çalıştık. Şimdide depresyon tedavisi sürecinin inceleyelim. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) de ilk olarak danışanın sorunlarından oluşan listesinin hazırlanmasıyla başlar. Bu liste terapist ve danışanın ortak belirledikleri konulardan oluşmaktadır.
Depresyon tedavi sürecindeki bir diğer önemli adım ise danışanın terapiden beklentilerini net olarak ifade etmesidir.
Siz de yaşadığınız problemler için destek almak istiyorsunuz fakat terapi sürecinden beklentiniz konusunda kafanız karışıksa, kendinize bu gibi sorular yöneltebilirsiniz: ”Kendimi kötü hissetmeseydim bu gün hangi günlük işlerimi yapmak isterdim?”. Bu soruya vereceğiniz yanıtlar aslında terapiden beklentilerinizi, elde etmek istediğiniz sonuçları ortaya çıkartıp aynı zamanda terapistinizle birlikte çalışacağınız alanları belirleye bilme noktasında size yardımcı olacaktır.
Her seansta terapist ve danışanın ortak olarak belirlediği amaçları vardır. Süreç boyunca amaçlar ve beklentiler değişiklik gösterebilir ve yerini yeni hedefler alabilir. Bu da terapi sürecinin esnek bir süreç olduğunu ve duruma göre değişiklik gösterebildiğinin belirtisidir.
Uzman Klinik Psikolog Elif Atabay