Çocukluk istismarı bakıldığında günümüzde giderek yaygınlık halini aldığı görülmektedir. İstismar çocuğa uygulanan her türlü kötü davranıştır. Çocuğa uygulanan istismar insanlık için çok kötü bir durumdur. İnsanlığın gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. İstismarın birçok çeşidi bulunmaktadır.
İstismarın en kötü hali cinsel istismardır. Çocuğa uygulanan cinsel istismar onu ilerde birçok psikolojik hastalığın yanı sıra bir istismarcı olarak da karşımıza çıkmaktadır.
İstismarın anlaşılması en zor türü de duygusal istismardır. Duygusal istismar çocuğa her an uygulanıp ama kimse tarafından anlaşılmayan bir istismardır. Çocuğa uygulanan istismarın yanı sıra çocuğa ihmal de söz konusu olmaktadır.
İçindekiler
Çocukluk Çağında Yaşanan İstismar
Ebeveynler çocuklarını ihmale maruz bırakabilmektedir. Araştırmamızda da çocukluk çağında uygulanmış olan her türlü istismar ve ihmali incelemek için oluşturulmuştur.
İnsanın çocukluk dönemindeki yaşamış olduğu deneyimleri ve travmaları hayatlarının ruhsal, sosyal ve duygusal gelişimlerinde önemli bir etkiye neden olmaktadır. Bu etkide sonraki nesillere aktarılabilmektedir. Bu yüzden sağlıklı bir nesil, bir toplum yetiştirebilmek için toplumun en küçük yapı taşı olan ailenin çocuklarını sağlıklı bir şekilde yetiştirmesi gerekmektedir.
Çocuk haklarının 1. maddesinde yer almakta olan kanuna göre on sekiz yaşına kadar her birey çocuk sayılmaktadır. Fakat istisnai durumlarda daha erken yaşlarda da reşit olabilmektedir. Ancak çocukların ebeveynleri veya bakıcıları tarafından çocuğa zarar verebilecek onu engelleyici, hasar verici toplumsal kurallara uygunsuz davranılan her türlü davranışları istismar ve ihmal olarak geçmektedir. Çocuğun kendini en güvende hissettiği sığınmış olduğu toplumun en küçük yapısı olan ailesinden ihmal ve istismara maruz kalması da çocuk için yıkıcı bir duruma neden olmaktadır.
Çocuklara karşı sergilenen kötü davranışlar yani kısacası istismar çok eski zamanlardan günümüze kadar gelmiştir. Çocuklara yönelik istismarın ve ihmalin algılanması yüz yılları bulmuştur. Eski zamanlara bakıldığında çocuğa kötü muamele yapılıp, köle gibi satılıp, öldürülüp ve kurban edildiği şeklinde istismarlar ve ihmaller görülmüştür.
Çocuğun her türlü sosyal, fiziksel, bilişsel ve ahlaki gelişiminde kötüye etki eden temel ihtiyaçlarının ailesinin veya çocuğa bakmakta olan bireyin karşılamaması ciddi sorunlara yol açmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütüne (2006) göre de çocuğun her türlü gereksinimin karşılanmaması, çocuğa kötü muamelede bulunulması, çocuğun fiziksel, kişisel saygınlığı, duygusal durumu, sosyal hayatı ve psikososyal gelişimine neden olan her türlü durum ihmal ve istismar olarak nitelendirilmiştir.
Çocuk ihmal ve istismarı birçok disiplin tarafından örneğin; hukuk, sosyoloji ve psikoloji gibi alanların da dâhil olduğu evrensel bir sorun olmasına rağmen çocuğa uygulanmakta olan ihmal ve istismar davranışları hala daha toplumların çözülememiş bir sorunudur.
Çocuk İstismarını Etkileyen Faktörler Nelerdir?
İstismarı etkileyen faktörlere bakıldığında anne-baba, çocuk, çevre ve bazı durumların etkili olduğu görülmektedir.
Çocuk Etkeni:
Çocuk faktörüne istismara yönelik olarak çocuğun zihinsel gelişimi, gebelik dönemindeki yaşanmış olan sıkıntılar, eğitimsel ve gelişimsel bozukluklar, bebeğin; yaşı, kardeş sayısı, ayrıca çocuğun ailesinden ayrı yaşamak zorunda kalması çocuk etkenleri olarak görülmektedir.
Anne- Baba Etkeni:
İstismara yönelik anne ve baba etkenine bakıldığında anne ve babanın daha önce istismar yaşamış olması çocuğuna uygulayacağı istismarı artırmaktadır. Bunun yanında da aile içinde anlaşamama durumu, erken yaşta hamile kalınması, sağlık problemleri ve alkol bağımlılığı önemli bir diğer etken olarak görülmekte ayrıca ekonomik sorular, ailevi problemler ve çocuğa karşı olan duyarlılık da diğer etmenler olarak görülmektedir.
Çevresel Etkenler:
İstismara yönelik çevresel etkenlere de bakıldığında sosyoekonomik düzeyin düşük oluğu görülen kesimlerde daha çok istismar olduğu görülmekte olup farklı bir çevreye adapte olma durumu, toplumsal desteğin az olması, çok nüfuslu yerlerde yaşama gibi faktörler çevresel etken olarak görülmektedir.
Çocuk İstismarı 4 Grupta İncelenmektedir
Çocuk istismarı 4 grupta incelenmektedir ve bunlar; ihmal, duygusal istismar, fiziksel istismar ve cinsel istismardır.
İhmal
İstismar ve ihmali birbirinden ayıran en belirgin özellik istismar aktif rol alıyorken ihmal pasif bir rol almaktadır ayrıca ihmalde yapılması beklenen davranışın yapılmadığından dolayı çıkan aksaklıklarken istismarda ise davranışın olumsuz sonuçlara yol açıyor olmasıdır. Dünya Sağlık Örgütü’ ne (2002) göre de ihmal çocuğun sorumluluğunu almakta olan kişinin çocuğun ihtiyaçlarını yerine getirememesi ya da getirme gereği duymaması olarak tanımlanmaktadır.
İhmal ise; çocuğun her türlü fiziksel gereksinimi beslenme, temizleme, bedensel, giyinme ve korunma gibi ya da duygusal gereksinimleri olan şefkat, ilgi ve sevilme gibi ihtiyaçlarının karşılanamaması durumudur. İhmalin nedenlerine bakılan araştırmalara göre toplumsal, ekonomik nedenlerin ortaya çıkardığı eğitimsizlik, yoksulluk ve bilinçsizliğin neden olduğu ortaya çıkmaktadır. İhmal, duygusal ve fiziksel olarak ikiye ayrılmaktadır
Fiziksel ihmal:
Fiziksel ihmal insanların yaşamlarını sürdürebilmesi için gerekli olan beslenme, korunma, giyim ve tıbbi bakım gibi ihtiyaçlarının eksik bırakılması veya çocuğa gerekli sağlık hizmetlerinin sağlanamamasıdır. Çocuğun fiziksel hastalıklarının ya da yaralanmalarının önemsenmemesi, çocuğun yalnız başına bırakılması, evden kovulması ve temizlik ihtiyaçlarının yerine getirilmemesi gibi durumların hepsi fiziksel ihmal olarak görülmektedir.
Duygusal ihmal:
Duygusal ihmal ise
- çocuğun sosyal gelişimine destek olmama
- psikolojik ihtiyaçlarını önemsememe
- sosyal kuralları çocuğa öğretmeme
- duygusal yönden çocukla ilgilenmeme duygusal ihmal olarak görülmektedir.
Duygusal İstismar
İstismarın bir alt grubu da duygusal istismardır. Duygusal istismar; genelde gündelik yaşamda rastlanılan istismarlardan biridir. Anne, baba veya diğer insanların çocuğun gösterdiği yetenekler için istek ve beklentiler içerisine girmek ya da saldırganca davranışlar göstermesi şeklinde tanımlanmaktadır. Duygusal istismar sıkça olmasına rağmen fark edilebilmesi, anlaşılabilmesi ya da katlanılabilmesi oldukça zordur. Duygusal istismarda çocuğa yönelik kardeşleri arasında ayrım yapmak, onu aşağılamak, hoş olmayan lakaplar takmak, alay edici bir şekilde çocukla konuşmak, çocuğu karşı aşırı baskıda bulunmak, davranışlarını kısıtlamak ve hiçbir hareketini hoş görmemek istismar olarak gözükmektedir.
Duygusal istismara maruz kalan çocuklarda ilerleyen hayatlarında:
- Depresyon
- Öğrenme zorlukları
- Özsaygısında azalmalar
- Anksiyete bozuklukları
- İntihar etme durumları
- Kişilik bozuklukları görülmektedir.
Fiziksel İstismar
Fiziksel istismar 18 yaşından küçük olan her çocuğun veya da ergenin kendilerinden bakmakla yükümlü olan kişiler tarafından sağlığına zarar verilebilecek her türlü durumdur. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre de fiziksel istismar çocuğun hayatına karşı sağlıklı yaşamına, gelişimine ve onuruna yapılan fiziksel hasarların tümü olarak tanımlanmakta olup fiziksel istismarın en çok dayak yoluyla görülmesi ve en kolay bilinen, tespit edilen istismar türü de olduğu bilinmektedir.
Fiziksel istismar genellikle elle veya bir nesne ile çocuğa vurma, yakma, ısırma ve itme olarak görülmekte ve çocuğa uygulanan bu fiziksel istismar ile oluşmakta olan hasar ağır, hafif ya da öldürücü boyutlara çıkabilmektedir. Fiziksel istismara en çok maruz kalan 4-8 yaş aralığındaki çocuklar olup yaş ilerledikçe de azalmalar olmaktadır. Ayrıca çocuklara fiziksel istismarda bulan kişiler anneleri iken ergenlikte oluşan fiziksel istismarı da babaları yapmaktadır. Bu durum yaşları 20’nin altında olan annelerde daha çok çocuklarına fiziksel istismar uyguladığı saptanmıştır.
Cinsel İstismar
İstismarın son alt grubu olan cinsel istismar ise çocuklarda kanun yoluyla kabul edilmekte olan erişkinlik yaşından önce yetişkin bireyler ya da çocuklardan 5 yaş büyük olan kişilerin çocukları herhangi bir cinsel aktiviteye zorlamış olması veya maruz bırakmaları durumudur. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre ise cinsel istismar:
- çocuğun hayatına
- sağlığına
- benlik saygısına
- gelişimine zararı dokunan
- zarar verme ihtimali olan
- sorumluluk ve dürüstlük kapsamında fiziksel ve duygusal her türlü kötü muamele, cinsel ihmal ve istismar ya da çocuğu ticari ve farklı yollarla kullanma gibi durumların hepsini içeren istismar türü olarak tanımlanmaktadır.
Çocuğa uygulanan kötü muamele veya da istismar insanlığın tarihi kadar eskilere dayanmaktadır. Her toplumda da görülen fakat görmezlikten gelinen yüzüstüne çıkarılmayan sosyal ve tıbbi halk sağlının bir sorunu olarak görülmektedir.
Cinsel istismara maruz kalan çocuklarda çeşitli bozuklar ortaya çıkabilmektedir. Bunlar;
- Kaygı Bozukluğu
- Kabuslar Ve Korku Tepkileri
- Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu
- Yüksek Oranda Depresyon
- İntihar Düşünceleri
- Fantezi Kurma
- Kişilerarası İlişkilerinde Bozukluklar
- Uyurgezerlik
gibi sorunlar ortaya çıkabilmektedir ayrıca cinsel istismara maruz kalan çocukların daha çok cinsel istismar yaptığı da saptanmıştır.
Çocuğa uygulanan istismar sürekli tekrarlanabilmektedir. Çocuğa çoğunlukla en yakınları tarafından uygulandığı çocuğun tüm hayatında önemli izler bıraktığı, tedavisinin en zor olduğu travma türü istismardır. Bu istismar eğer arada kan bağı bulunan veya çocuğa bakmakla yükümlü olan kişi tarafından yapılıyorsa bu “Ensest” olarak bilinmektedir. Çocuğa uygulanan ensestin daha yaygın olduğu bilinmektedir. Bunun nedeni olarak da çocuğa cinsel istismarda bulunan aile üyesinin toplumdan ayıplanma gibi korkularla saklanmasından dolayıdır. Bu istismarı uygulayan ona tanıklık yapan kişi kolayca manipüle edebilmektedir.
Cinsel istismar olaylarının önlemek ve önleyici programlar geliştirmek önemlidir. Bu süreçte bireysel terapilere ek olarak aile terapileri de cinsel istismar olaylarında uygulanmalıdır. Bu programlar çocuğun istismarı anlamaları, istismara uğradıklarında tepkilerini verebilmeleri ayrıca ebeveynlerinin de eğitimi, istismarı önlemeye yönelik çalışmalar ve çocuğa uygulanan istismar da kamuoyunu duyarlı hale getirme de çocuğa yönelik istismarı önleme programlarında çok önemli durumlardır.
Cinsel İstismarla İlişkili Psikiyatrik Bozuklukları Nelerdir?
Cinsel istismara maruz kalan çocuklarda klinik özellikler şunlardır:
- çocuğun istismarcıyla ilişkisinden
- istismara nasıl uğradığından
- istismarın ne kadar süreyle uygulandığından
- çocukta oluşan fiziksel zararlardan
- çocuğun yaşı ve gelişiminden ve en önemlisi ailenin olaya tepkisinden etkilenmektedir.
Anksiyete Bozukluğu:
Cinsel istismarlarda kaygı bozuklukları kolay görülebilmektedir. Ancak kızlarda erkeklerden daha yaygın olarak gözlenir. Yapılan çalışmalarda kadınlarda görülen panik ataklarının istismarla ilgili olduğu saptanmıştır.
Kişilik Bozuklukları:
Cinsel istismara çocukluk çağında uğramış olan kişilerde Antisosyal Kişilik Bozukluğu ve Borderline Kişilik Bozukluğu sıkça görülebilmektedir
Psikoz:
Çocukluk çağında cinsel istismara maruz kalanlarda çoğunlukla psikoz görülmektedir ve genellikle biliş, dil, dikkat, konsantrasyon, sözel zekâ gibi bilişsel işlevlerde kayıpların daha fazla olduğu da saptanmıştır
Bağlanma Sorunları ve Bozuklukları:
Çocukluk çağında cinsel istismara maruz kalan çocuklarda kendilerine bakan kişilere güvenli bir şekilde bağlanamamaktadır ve bu çocuklar hayatlarında daha çok öfke ve anksiyete ile devam etmektedir.
Sonuç Olarak İstismar
Çocukların daha sağlıklı bir yaşama sahip olmaları için onların mağdur olmasını korumak ve hayatının ilerleyen yıllarında suçlu olmalarını önlemekten de geçme durumudur. Çocuğa uygulanan istismar vakaları günümüzde ciddi boyutlara ulaşmıştır ve ülkemizde bu konun farkındalığı azdır bununla baş eden kurumlarda daha çok sosyal hizmetler kurumu ve özel olarak gönüllüler tarafından kurulan “Çocuğu İstismardan Koruma ve Rehabilitasyon Derneği” (ÇİKORED) ile “Çocuk İstismarı ve İhmalini Önleme Derneğidir. Çocuğa yönelik istismarlar dünya genelinde hukuki, ahlaki, psikolojik ve sosyal bir sorun halene gelmiştir.
İstismar her yaş grubundaki bireyi etkilemektedir ancak en çok hasar gören grupta çocuklar olarak görülmektedir ve istismarları sınırlandırabilmek, istismara yönelik çalışmaların artırılması büyük önem taşımaktadır.
Psikolog Adayı BÜŞRA ZÖNGÜR
Bu makaleyi yazan Büşra hanıma gerçekten çok teşekkür ederim insanları bilinçlerdi di emek vermiş yazmış verdiği emeklerden dolayı teşekkür ederim
Çok bilgilendirici ve faydalı bir makale olmuş teşekkürler 🙂
Gerçekten kalemi iyi bir yazar. Makale de anlatılmak istenenin net bir şekilde ortaya konması ve akıcı olması nedeniyle okuyucuları cezbedeceğini düşünüyorum.
Oldukça yarayisli ve bilgilendirici bir çalışma olmuş takdir ediyorum
Faydalı bir çalışma olmuş
Bu faydalı bilgilerinden dolayı yazarımıza teşekkür ederim.Çıkacak olan makalelerini sabırsızlıkla bekliyorum 🙂
açıklayıcı ve detaylı paylaşımınız için çok teşekkürler. bu konu çok hassas. bilgilenmeli- bilgilendirmeli.. kaleminize sağlık…