Alzheimer hastalığı halk tabiriyle bunamadır. Dünya nüfusunun son yıllarda artış göstermesiyle yaşlı nüfusu da giderek artmıştır. Bu artışla birlikte çeşitli hastalıklar meydana gelmiştir. Bu hastalıkların içinde demans da giderek yaygınlık göstermeye başladığını görmemiz mümkündür. Demans ’ın en etkilendiği hastalık olarak karşımıza Alzheimer çıkmaktadır. İleriki yaşlarda olan kişilerin başta yavaş yavaş unutkanlıkla başlayıp ileriki seviyede ailelerini, yaşadıkları yeri tanıyamaz hale gelmesidir. Hastalığı anlamak için bazı semptomlar bulunmaktadır.
Alzheimer hastalığına yönelik çeşitli araştırmalar mevcuttur fakat alzheimer hastalığı yok edebilmek için herhangi bir tedavi ve ilaç bulunamamıştır. Daha çok hastalığı biraz daha yavaş ilerlenmesi sağlanmaktadır. Giderek artış gösteren nüfus yaşlanmayı da beraberinde getirmektedir. Bu da bize önümüzdeki yıllar içerisinde Alzheimer-demans hastalığında da bir artış olacağını göstermektedir.
İçindekiler
Alzheimer Hastalığı Epidemiyolojisi
Dünya nüfusunun giderek yaşlanmasından dolayı yaşlı nüfusun çoğalmasıyla birlikte bazı hastalıklarda görülmeye başlanmıştır. Oluşan yaşlı nüfustaki artış Demans ve Alzheimer hastalığında son yılda bir artış olduğunu göstermiştir. World Health Organization’ nın (WHO) belirlemiş olduğu 12 Bölgede Kadın Erkeklerde yaşlı nüfus için 60 ve 84 yaş arası, 85 yaş ve üzeri 5 yıllık aralıklarla hastalıkların belirtilmesi için çalışmalar yürütülmektedir. Bu bölgelerde; Batı Pasifik, Kuzey Afrika, Amerika, Güney Asya, Orta Doğu, Avrupa ve Afrika olarak belirlenmiş, küresel ve bölgesel olarak demansın yaygınlığı tespit edilmiştir.
Demans ’ın en sık görülen nedeni Alzheimer hastalığı olmaktadır. Alzheimer hastalığı bazı hastalıklardan sonra 65 yaş için 4.sırada ölüm nedeni olarak gözükmektedir. En önemli risk faktöründe yaşlanma bulunmaktadır. Bu da 1990 da Amerika Birleşik Devlerinde Alzheimer hastası olan 4 milyon kişinin olduğu bu sayının da 2050 yılında 14 milyona ulaşacağı tahminler arasında olup yaşın Alzheimer hastalığının insidansıyla doğrudan ilişkili olduğu görülmüştür. Alzheimer hastalığının Demans vakalarında 2/3 ve insidans hesaplamalarında önemliliği kabul edilmektedir. Bu da 40-64 yaşlarındaki kişiler için insidans oranları yılda 1000 kişide 0.2-0.4 yeni hasta olarak hesaplanır ve 65 yaşından 69 yaşına kadar senede 1000 kişide 0.7-3.5 arasındadır. Her 5 yılda bir yaklaşık olarak iki katına çıkmaktadır. Bu da 90 yaşında, insidansı yılda 1000 kişide 65’in üzerinde olabildiğini göstermiştir.
Epidemiyolojik araştırmalarda bulunan sonuçların birçok bölgede az olması ve 24,3 milyon olarak tahmin de bulunulmuştur. Prevalansı da 65-74 yaş arasında %30 olduğu 85 yaş üzerinde ise %50’ye ulaştığı ve Demansın günümüzde 24,3 milyon insanı etkilemekte olduğu bu sayının da her sene 4,6 milyon yeni vaka eklendiğini bu vaka sayısının 2040 da artarak tüm dünya genelinde 81,1 milyona çıkması tahmin edilmektedir.
Gelişmiş olan ülkelerde de 65 yaşta ve üzerinde olan her 10 kişiden 1’inde, 85 yaşında ve üzerinde olan her 3 kişiden 1’inde demansiyel bulguların olduğu görülmüştür. Ülkemizde de 65 yaş üstündeki bireylerin diğer bireylere oranı 1935 yılında %3,9 olduğu daha sonra bu oranın %4,5 olduğu 2030 da ise %6 olması tahmin edilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ‘nün verilerine göre de önümüzdeki yıllar içerisinde gelişmekte olan ülkelerdeki nüfusun %95’lik bir oranla artışı tahmin edilirken yaşlı nüfusta bu artmanın %240 olacağı düşünülmektedir. Türkiye de yapılan farklı bir çalışmada ise; 2008 de İstanbul da 1019 bireyle gerçekleştirilen kesitsel olan çalışmada 70 yaşında olan ve üzerindeki nüfusun Demans olma sıklığı %20 ve Alzheimer hastası olması ise %11 olarak bulunmaktadır.
Alzheimer Hastalığı Etiyolojisi (Nedenleri ve Etken Faktörleri)
Alzheimer Hastalığı’nın genel olarak nedenleri bilinmemektedir. Bununla beraber nörodejeneratif hastalıktakine benzer genetik ve çevresel faktörlerin etiyolojide etkili olduğu düşünülmektedir. Yine epidemiyolojik olgularda görüldüğü üzere Alzheimer hastalığındaki en önemli faktörün yaş olduğu görülmüştür aynı zamanda erken yaşlarda da görülüp bunun nedenin de genetik faktörler olduğu intrauterin yaşamda olduğu düşünülmüş ve erken yaşta oluşma sebebinde de genetik yatkınlık ve mutasyon olduğu ön görülmüştür bunun yanı sıra başka sebeplerinde obezite, kafa travması, insülin rezistansı vb. bilinen diğer risk faktörleri olarak belirtilmiştir.
Genetik Faktörler
Alzheimer hastalığı genetik bakımdan karmaşık ve heterojen bir yapıda olup genetik faktörlerde çevresel risk yaratmaktadır. Buna örnek olan bir çalışmada monozigot ikizlerinde yapılmıştır. Bu çalışmada ikizlerdeki Alzheimer hastalığın oranına bakıldığında bir ikizde %40’ yaklaşık olduğunu, diğer ikizde ise bu başlama süresinin daha uzun süreçte olacağı söylenmiştir. Bu çalışmalar da Alzheimer hastalığındaki çevresel ve genetik faktörlerin olduğunu kanıtlar niteliktedir.
Çevresel Faktörler
Alzheimer hastalığının patogenizinde çok fazla çevresel risk faktörü etkili olmaktadır. Fakat bunlardan hangilerinin gerçek bir risk faktörü olduğu bilinmemektedir bunlardan bazıları şunlardır:
Yaş:
Alzheimer hastalığında yaş çok önemli bir risk faktörü olarak görülmektedir. Bununla ilgili yapılmış olan epidemiyolojik çalışmalarda yaşla birlikte hastalığın insidansının artığını göstermiştir. Ancak asıl sorunun Alzheimer hastalığının ilerleyen yaşlarda mı ya da beyinin hızlı yaşlanıyor olması mıdır gibi sorulardır. Alzheimer hastalığının sadece belirli yaşlarda değil her yaşta görülme olasılığından dolayı yaşı tek bir risk faktör olarak ele alınamamaktadır. Bunun yanı sıra Alzheimer hastalığı daha çok 65 yaşından küçükler için %1’in altında olup yaşlanmayla birlikte prevalansın arttığı ve 85 yaşında olan ve 85 yaşından üstündekiler de 3 kişiden 1’inde %33’e ulaştığı görülmüştür.
Cinsiyet:
Alzheimer hastalığında yapılan birçok araştırmada prevalansın kadınlarda erkeklerden daha çok olduğu görülmüştür. Bunun sebebinin kadınlarda daha uzun bir yaşam olduğu kanısına varılmıştır.
Ailede Demans Öyküsü Olması:
Alzheimer hastalığını daha önce geçirmiş olan biri ailesinde büyük risk faktörü bulunmaktadır. En büyük risk ikizler de olduğu da bilinmektedir. Bununla ilgili İsveç’te yapılmış olan ikizler çalışması hastalığın genetik olarak aktarma oranının %58 olarak bulmuştur. Bunun yanı sıra Alzheimer hastalığı olan birinin ailesindeki bir üyenin hastalıktan etkilenme ihtimali olmayan birine göre 3-4 kat daha fazla etkilenmiş olduğu da gözlemlenmiştir.
Düşük Eğitim Düzeyi:
Alzheimer hastalığında insidansın daha çok düşük eğitim seviyesinde olduğu yüksek eğitim seviyesinde daha az olduğu düşük eğitim seviyesinin yüksek eğitim seviyesine göre 1,5 kat daha fazla olduğu görülmüştür.
Depresyon:
Alzheimer hastalığında özellikle yaşlı nüfusunda depresyon önemli bir risk faktörü olarak görülmüş ve daha dikkatli olunması gerektiği belirtilmektedir.
Alzheimer hastalığında karşılaşmış olduğumuz risk faktörleri önemlidir. Bunun sebebi de hastalığın başlama anını bilmemize yardımcı olması ve bu risk altındakileri belirlememizde bize yardımcı olmaktadır.
Alzheimer Hastalığı Tanı ve Kriterleri
Alzheimer hastalığı için kullanılmakta olan 2 tane tanı kriteri bulunmaktadır:
1. Tanısal ve Sayımsal El Kitabı (DSM)
2. Ulusal Nörolojik ve İletişim Hastalıkları Enstitüsü ve İnme-Alzheimer Hastalığı ve İlişkili Hastalıklar Derneği (NINCDSADRDA)
Tarafından oluşturulan tanı ölçütleridir.
Tanı ölçütlerinden yararlanılarak hastada; afazi, agnozi, öğrenme ve bellek bozukluğu, yönetsel işlevler örneğin; organize etme, planlama, sıralama vb. gibi bozuklukların olup olmaması ya da MSS ile ilgili başka patoloji olup olmadığı Alzheimer hastalığı için tanı olarak görülmektedir.
Alzheimer Demansı bulabilmek için bilgisayarlı tomografi, pozitron emisyon tomografi, manyetik rezonans görüntüleme veya tek foton emisyon tomografi vb. görüntülemelerle bulunabilmektedir. Bununla birlikte Alzheimer hastalığının kesin tanısı için Demans bulguları olan hastalara uygulanan biyopsi veya otopsiyle yapılması Alzheimer hastalığına yönelik patolojik bulguların saptanmasıyla öngörülmektedir. Klinik ölçütler, laboratuar teknikleri tanı koymada sadece yardımcı görev olarak görülmekte ancak Alzheimer tanısı patolojik tanılarla %80-90 korelasyon göstermektedir.
Alzheimer Hastalığı Semptomları
Alzheimer hastası olan kişiler bilişsel ve davranışsal düşüklüklerle kliniklere şikâyet başvuruları yapmaktadır. Alzheimer başlangıçta hafif seyrederken genellikle son günlerde yapılan konuşmaların unutulması, yaşanan olayların unutulmaya başlanması, bazı nesnelerin yerlerinin ve isimlerinin unutması vb. semptomlar görülmektedir. Bazı Alzheimer belirtileri de şunlardır:
- Halüsinasyonlar
- Konuşmada ve dilde yaşanan sorunlar
- Bulunduğu yeri tanıyamayıp kaybolması
- Bilinç bulanıklığı
- Ortama adapte olamaması
- Motivasyon ve öz saygı düşüklüğü
- Kaygı ve depresyon
- Günlük yapmış olduğu işlerde yardıma ihtiyaç duyması
- Kişilik bozukluklarının gelişimi örneğin; saldırgan davranış sergileme, ailesinden veya arkadaşlarından farklı taleplerde bulunma, çevreye karşı şüphe hislerinin oluşması vb.
Bu belirtiler hastalığın ilk teşhisinde etkili olmaktadır ve ilerleyen aşamalarda daha da şiddetlenmektedir. Giderek daha unutkan bir yapıya kendini tanımakta daha da güçlük çekme yakın geçmişe olan unutkanlık ileri seviyelerde görülmektedir. Hastalar son aşamaya doğru ilerledikçe bakıma muhtaç hale gelmektedir.
Alzheimer Hastalığı Tedavisi
Alzheimer hastalığının bilinmekte olan herhangi bir tedavisi olmayıp kolinerijik fonksiyonlarda azalma ve glutaminerijik fonksiyonlarda da artış olduğu görülmektedir. Bunun yanı sıra Alzheimer’in ilerlemesi durumunda önlemek için bazı tedavi yöntemleri geliştirilmiştir.
Alzheimer tedavisinde erken tanı önem taşımaktadır. Böylelikle tedavide hastalığa neden olmakta olan patolojinin tedavisi ve Alzheimer hastalığının progresyonunun durdurulabilme hastanın eski haline dönmesi gerçekleştirilebilmektedir. Fakat buna yönelik bir tedavi şekli henüz gerçekleştirilememiştir. Buna uygun ilaçlar geliştirilmeye çalışılmaktadır. Ayrıca bu ilaçlarla hastalığın yavaşlaması, görülen semptomların azalması, hastanın günlük yapmış olduğu aktiviteleri yapabilmesi istenmektedir.
Alzheimer hastalığının ilaçla tedavisi ise Alzheimer demansın önlenebilmesi, hafıza kaybı gibi belirtilerin tedavisi, hastalığın ilerlemesinin tedavisi, davranışsal tedavi şeklinde görülmektedir. Hastalığa yönelik ilk tedavi kolinerjik yerine koyma tedavi olarak bilinmektedir ve hafıza bozulmaların asetilkolinin azalmasından dolayı olduğu öngörülmektedir. Bunu da enzimlerin düşüklüğü ve nöron kaybındaki kolinerjik olması görüşü desteklemektedir.
Alzheimer hastaları tedavi boyunca sosyal, fonksiyonel, bilişsel ve davranışsal değerlendirmeleri düzenli bir şekilde devamını sağlamaktadır.
Yukarıda Anlatılan Üzerine Bir Sonuca Varmak Gerekir İse:
Tüm dünyada giderek yaygınlaşmakta olan Demans sağlık açısından da oldukça önemli bir hastalıktır. Demans hastalarının ihtiyaçlarının sağlanabilmesi, sosyal ve sağlık hizmetlerinden yararlanması için prognoza ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca tedavinin ve tanının erken sağlanabilmesinde oldukça önem arz etmektedir.
Hastalığın erken teşhisinde ve risk faktörlerinde tanının tedavisinde yararlı olacak bileşenlerin geliştirilmesindeki oranda artış gerçekleştiği ve 20.yüzyılda bilimsel gelişmelerle birlikte mortalite hızındaki azalmayla insanın yaşam süresi 80’e uzamış olduğu görülmüştür. Bununla birlikte yaşlı nüfusunda artış saptanmıştır. Ayrıca bu veriler Alzheimer hastalığının da yaygınlaşacağını tedavisinin önem kazanacağını da göstermektedir.
Hastalığın demansın en sık türü olması ve spesifik nöropsikiyatrik özellikler göstermesi erken tanı sağlamasında hayati önem göstermektedir. Hastalığın tedavi edilmesinde ya da oluşan semptomların azaltılması durumunda sağlığın korunmuş olması ve beraberinde ekonomik açıdan katkı sağlayacak olması görülmektedir. Alzheimer hastalığına yönelik tüm ülkeler sağlık ve ekonomik kriterlerden dolayı Alzheimer’ı önlemeyi ve yeni tedavi yöntemleri bulmaya yönelmiştir.
Kaynakça
- Akdemir. A., Cangöz, B., Örsel, S., Selekler, K. (2007). Hafif kognitif bozukluğu olan hastalarla alzheimer tipi demans hastalarının örtük bellek performansı açısından karşılaştırılması. Türk Psikiyatri Dergisi, 18(2),118-128.
- Bostancı, Ö. (2014). Alzheimer-demanslı yaşlıya bakım veren aile bireylerinin yaşam kalitesinin değerlendirilmesi. (Yüksek lisans tezi). Türkiye Cumhuriyeti Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
- Büyükturan, Ö. (2014). Alzheimer demans hastalarında egzersiz eğitiminin fonksiyonellik üzerine etkilerinin incelenmesi. (Doktora tezi). Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
- Gökçedağ, A.Ö. (2018). Alzheimer tipi demansta klinik ve moleküler görüntülemenin tanısal korelasyonu. (Uzmanlık tezi). T. C. İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı, İstanbul.
- Kabakcı, F. (2018). Alzheimer demanslı bireylerde sanal gerçeklik uygulamasının denge, kas kuvveti ve düşme üzerine etkisi. (Yüksek lisans tezi onaylanmış). Türkiye Cumhuriyeti Kırıkkale Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Kırıkkale.
- Karakılıç, S. (2014). Alzheimer tipi demans ve Parkinson hastalığı demansının klinik ve nöropsikiyatrik profillerinin karşılaştırılması. (Uzmanlık tezi). T.C. Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı, Mersin.
- Kayalı, N. (2014). Alzheimer tipi demans, hafif bilişsel bozukluk ve sağlıklı yaşlanmada aritmetik becerinin incelenmesi ve fonksiyonel manyetik rezonans görüntülemeye yansıyan özellikleri. (Uzmanlık tezi). T.C. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı, Ankara.
- Kırıcı, S. (2017). Alzheimer hastalığına bağlı demans olgularında yargılama becerilerinin değerlendirilmesi. (Yüksek lisans tezi). Türkiye Cumhuriyeti Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
- Özkay, Ü.D., Öztürk, Y., Can, Ö.D. (2011). Yaşlanan dünyanın hastalığı: Alzheimer hastalığı. S.D.Ü. Tıp Fakültesi Dergisi,18(1),35-4.
- Soylu, Ö., Karlı, N. (2017). Alzheimer hastalığı ve tedavisinde güncel yaklaşımlar. Türkiye Klinikleri J PharmSci, 6(2) ,94-109.
- Şahin Karadeniz, E.E. (2017). Demans-alzheimer hastalarında farklı müzik terapi uygulamalarının zihinsel, psikolojik, anksiyete ajitasyon etkileri üzerine karşılaştırmalı çalışma. (Yüksek lisans tezi). T.C. Haliç Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Musikisi Anasanat Dalı Türk Müziği Yüksek Lisans Programı, İstanbul.
- Tanburoğlu, A. (2014). Alzheimer demans hastalarında beyin manyetik rezonans görüntüleme volumetri ölçümleri ile nöropsikolojik testlerin ve beyin omurilik sıvısı biyobelirteçlerinin karşılaştırılması. (Uzmanlık tezi). T.C. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı, İzmir.
- Tellioğlu, B.S. (2011). Alzheimer hastalığı, hafif kogntitif bozukluk ve vaskülerdemans seyrinin klinik ve nöropsikolojik açıdan incelenmesi. (Uzmanlık tezi). T.C. Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı, Mersin.
BÜŞRA ZÖNGÜR