Öz farkındalık, kişinin kendi duygularını ve tepkilerini izleme yeteneği olarak tanımlanabilir. Başka bir deyişle kendimizi dışardan görmek veya diğer insanların gözünden görebilmek olarak ifade edilebilir. Çoğu kişi günlük hayatını otomatik pilotta, nasıl hissettiğini veya neden bazı davranışlarda bulunduğunu düşünmeden geçirir.
Öz Farkındalık Ne Demektir?
Sanki sizi gözlemleyen başka bir kişiymişsiniz gibi, kendinizin tüm bu farklı yönlerinin farkındasınız. Bunu düşünmenin bir başka yolu da, 6. hissiniz veya içgüdüsel hisleriniz olarak da bilinen sezginize dikkat etmektir. Öz farkındalık kendinize karşı dürüst olmakla ilgilidir.
Hepimizin başkalarının bizi nasıl algılamasını istediğimize dair bir öz imajı vardır. Kendinizi dakik olarak görebilirsiniz, ancak gerçekte randevularınıza genellikle geç kalırsınız. Kişisel farkındalık, kendinize kendiniz hakkında anlattığınız hikayeye değil, davranışınızın gerçekliğine odaklanmakla ilgilidir.
Öz Farkındalık Ne Zaman Gelişmeye Başlar?
Araştırmacılar, bir bebeğin burnuna kırmızı bir nokta koymuş ve ardından çocuğu bir aynaya doğru tutmuşlardır. Aynada kendini tanıyan çocukların aynadaki yansımalarına değil, kendi burunlarına uzanmaları en azından bir düzeyde öz farkındalıklarının olduğunu göstermektedir
Lewis ve Brooks-Gunn, bir yaşın altındaki neredeyse hiçbir çocuğun aynadaki yansımasından çok kendi burnuna uzanmadığını keşfetmiştir. 15-18 aylık bebeklerin yaklaşık %25’i kendi burnuna uzanırken, 21-24 aylık bebeklerin yaklaşık %70’i kendi burnuna uzanmıştır.
Lewis ve Brooks-Gunn çalışmasının yalnızca bir bebeğin görsel öz farkındalığını gösterdiğine dikkat etmek önemlidir; çocuklar aslında hayatın bu erken noktasında bile başka öz farkındalık biçimlerine sahip olabilirler. Örneğin, araştırmacılar Lewis, Sullivan, Stanger ve Weiss, duyguları ifade etmenin öz farkındalığın yanı sıra diğer insanlarla ilişkili olarak kendisi hakkında düşünme becerisini içerdiğini öne sürmüşlerdir.
Duygularınızı Keşfedin
Bazen kendimizi sıkışmış hissederiz ve bunun neden kaynaklandığını anlamakta güçlük çekeriz. Bu duyguyu bastırır, görmezden gelmeye çalışırız. Bu durum bizim öz farkındalığa sahip olmadığımızı gösterebilir. Midemizde veya göğsümüzde bir karıncalanma hissederiz. Dikkatimiz dağınıktır. Kendimizi tatmin olmamış, mutsuz hisseder ve bunun için bir neden bulamayız.
Bu açıklanamayan duygu ve duyumların kaynağını araştırmaya başlayanlar, daha derin bir öz farkındalık uygulamasına başlayanlardır. Daha ince hislerini ve davranışlarının koşullarını gözlemlemeye başlarlar. Duygularına ses verirler ve bilinçli düşüncelerinin gevezeliklerini sustururlar. Bu duyguları araştırmamayı seçenler giderek daha endişeli, daha stresli hissederler.
Bilinmeyeni keşfetmek korkutucu olabilir. 30 yaşına geldiğimizde her şeyi “çözümlememiz” gerektiğine inanırız. Çözülmemiş duygular konusunda kendimizin farkına varmak, üzerinde çalışmamız gerektiğini düşündüğümüz her şeyi tehdit eder.
Bu duyguları görmezden gelmek onların ortadan kalkmalarını sağlamaz. Bunun yerine, bir öz farkındalık uygulamasıyla onları keşfetmeye çalışabiliriz. En azından kendimiz hakkında daha çok şey öğreniriz ve gerçekte kim olduğumuzla uyumlanmaya çalışabiliriz.
Öz Farkındalık Kişiye Ne Sağlar?
- Kendini kontrol etmeye, yaratıcılığa ve özgüvenin gelişimine yardımcı olur.
- Karar vermeyi kolaylaştırır.
- Kendini geliştirmeyi, kabullenmeyi sağlar.
- Öz farkındalığı yüksek olan kişiler hayattan daha fazla doyum alırlar.
- Liderlik vasıfları yüksek olur.
- Stresli yaşam olaylarıyla daha kolay başa çıkmayı sağlar.
Öz Farkındalığı Arttırmak İçin Neler Yapılabilir?
Aşağıda kişisel farkındalığınızı arttırmak için bazı öneriler bulabilirsiniz:
- Düşünce Günlüğü
Belli olaylar karşısında otomatik tepki şeklinde aklınızda beliren düşünceleri takip edebilirsiniz. O sırada yaşadığınız duyguyu, verdiğiniz tepkiyi kaydedin ve eylemlerinizi nasıl etkilediğini fark etmeye çalışın. Bu günlüğü tutmaktaki amaç kendi duygularınızı doğrulamak değil yaşanan olayı nesnel bir şekilde görebilmek olmalıdır.
Bu aktiviteyi yaparken bir bulmaca çözdüğünüzü de düşünebilirsiniz. Aklınıza gelen düşünceler, kendinizle ilgili pek çok şeyi fark etmenizi sağlayabilir. Hangi olayların ve düşüncelerin sizi olumlu veya olumsuz olarak etkilediğini bu yolla anlayabilirsiniz.
- Güçlü ve Zayıf Yönlerinizi Bulun
İster yakın bir arkadaşınıza, ister aile üyelerinize sorarak sizde güçlü buldukları ve geliştirmeniz gerektiğini düşündükleri özelliklerinizi öğrenebilirsiniz. Böylelikle kendinizle ilgili aklınızda beliren imaj netleşecektir.
- Aynaya Bakın
Barnard Üniversitesi’nde pskoloji doçenti olan Tara Well, kendimizi tanımamız için ayna karşısına geçerek öz farkındalık alıştırması yapılmasını önermektedir. Aynaya bakmayı bir meditasyon aracı olarak düşünebilirsiniz. Kendinize ilk baktığınızda aklınızda eleştirel düşünceler belirebilir. Bu düşünceleri nasıl ele almanız gerektiğini bir uzman yardımıyla öğrenebilirsiniz. Böylelikle dikkatinizi, duygularınızı takip edebilir ve düşüncelerinizin sizi nasıl etkilediğini fark edebilirsiniz.
- Ekran Başında Geçirdiğiniz Süreyi Diğer İnsanlarla Olmaya Harcayın
Başka insanlarla kurduğumuz ilişkilerde benlik duygumuzu geliştirmek için derinlemesine düşünürüz. Tek başımıza geçirdiğimiz zamanlarda kendi özelliklerimizi bir başkasında görebilmeyi ifade eden aynalamayı yapmamış oluruz. Bu durum ise genel olarak kaygı duygumuzda artışa, empati eksikliğine ve kendini nesneleştirmeye sebep olabilir.
- Diğer İnsanlardan Sizi Nasıl Gördükleri Hakkında Fikir Alın
Geri bildirim almak, kişisel farkındalığı geliştirmek için önemlidir – sonuçta, doğrudan yüzleşemeyeceğiniz sorunlar hakkında bilgi edinmenin tek yolu budur.
- Konuşma Terapisi
Bilişsel davranışçı terapi (CBT) gibi terapi sırasında, bir terapist olumsuz düşünce kalıplarını veya davranışları ele almak için sizinle birlikte çalışır.
Örneğin, olumsuz düşüncelerinizin altında yatan nedeni anlayarak, onları değiştirmek ve bunun yerine sağlıklı başa çıkma mekanizmalarını kullanmak için daha avantajlı bir konumdasınız.
- Duygusal Zekanızı Geliştirin
Kişisel farkındalık ve duygusal zeka (EQ) el ele gider. EQ, bir kişinin kendi duygularını ve diğer insanların duygularını algılama yeteneğini ifade eder. EQ’su yüksek olan biri, duygulara empati ve şefkatle etkili bir şekilde yanıt verebilir.
Elbette kimse mükemmel değildir ve EQ da diğerleri gibi bir beceridir. Ancak kendi duygularınızı sağlıklı bir şekilde ifade etmeyi öğrenerek ve ilişkilerinizde aktif dinleme yaparak, kendi öz farkındalığınızın genişlemesine de katkıda bulunuyorsunuz.
- Meditasyon
Meditasyon özellikle yararlı bir uygulama olabilir, çünkü hiçbir şeyi değiştirme konusunda endişelenmenize gerek yoktur – sadece bir meditasyon sırasında ne olduğunu fark etmek , düşünceleriniz ve duygularınız hakkında daha fazla farkındalık sağlayabilir.
Örneğin, çenenizi sıkarak vücudunuzdaki gerginliği tuttuğunuzu veya gelecek hakkında o kadar çok endişelenme eğiliminde olduğunuzu fark edebilirsiniz ki, şimdiki anda olmak zor. Bunların hepsi, kendinizi ve eğilimlerinizi tanımanıza yardımcı olabilecek değerli bilgilerdir.