Anksiyete bozukluğu, sürekli ve bulunduğu durum ile ilgili olmayan aşırı bir endişe haline verilen addır. Bu durumu yaşayan insanlar aşırı bir endişe ve strese dayalı yaşantıya sahiptir. Dolayısıyla bu kişiler en ufak olan problemi dahi kafalarında çok büyütebilirler.
En ufak bir sorun onlar için ciddi boyutlarda ve kaçınılmaz sonuçlara yol açabilecek sorunlar olarak gözükebilir. Bu nedenle anksiyete bozukluğu olan kişilerin günlük yaşamları da ciddi bir şekilde etkilenmiştir.
Hayattaki her şeye olumsuz bakarlar ve her an her şeyin kötüye gidebileceğini tahmin ederler. Bu duygu durum hali süreklidir, geçecek gibi değildir.
Anksiyete (Kaygı) kişinin elinde olan bir durum değildir. Kişiler istemeden her şeyin en olumsuzunu düşünmeye odaklanırlar. Herhangi bir çözüm yolu göremeyen bu insanlar için yaşam oldukça zor bir hale gelmiştir. Bu nedenle derhal tedavi yollarına başvurmaları gerekmektedir.
Anksiyete Bozukluğu Teşhisi ve Tedavisi
Anksiyete bozukluğu nedir teşhisi ve tedavisi nedir kişiden kişiye değişen iki önemli konudur. Her kişinin yaşadığı duygu durum bozuklukları çok farklı çeşitte ve farklı boyutlarda olacağı için bu kişilerin tanı ve tedavisi de farklı şekillerde olabilmektedir. Teşhis için kişilerde birtakım belirtiler aranır.
Bu kişiler genellikle etrafındaki insanlar tarafından çok “evhamlı” olmakla itham edilirler. Kaygıyla alakalı bozukluk düzeyine erişmiş sıkıntıları olan kişiler en ufak bir sesten dahi irkilirler, sürekli bir endişe halindedirler, gece uykuları çok azdır ya da uyuyorlarsa sık sık uyanırlar.
Endişe halinin farkında olmalarına rağmen bunu kontrol edemezler. Stres, rahatsızlığın tetikleyicisi düzeyindedir. Strese bağlı olarak yaygın anksiyete bozukluğu nedir sorusu ortaya çıkmaktadır ve bir an önce tedavi edilmesi gerekmektedir. Tedavi edilmemesi kişinin yaşam kalitesini düşürecek, hayat verimliliğinin ciddi anlamda düşmesine neden olacaktır.
Örneğin her gün düzenli 45 dakika spor yapmak, ya da farklı bir hobiye yönelmekte süreçte etkilidir. Ayrıca psikoterapi atlanmaması gereken bir seçenek olacaktır. Farmakolojik tedavi ile de insanlar sakinleşir, daha az kaygı duymaya başlarlar.
Bu rahatsızlık için uygulanan farmakolojik tedavinin, bağımlılık oluşturma gibi bir söz konusu değildir. Tek başına farmakolojik tedavinin yeterli olmadığı unutulmamalıdır, bu tarz tedaviler etkili olsa da tedavi sonlandığında nüks riski çok yüksektir.
Anksiyete Bozukluğu Çeşitleri Nelerdir?
Anksiyete bozukluğu nedir çeşitleri nelerdir oldukça farklılık göstermektedir. Belli başlı anksiyete bozuklukları vardır. Anksiyete bozukluklarından en yaygın olanları aşağıda listelenmiştir:
- Obsesif Kompulsif Bozukluklar
- Panik Atak
- Travma Sonrası Stres Bozukluklar (TSSD)
- Fobiler
- Yaygın Anksiyete Bozukluğu
- Sosyal Anksiyete Bozukluğu
- Sağlık Anksiyetesi
Obsesif Kompulsif Bozukluklar: Sürekli bazı şeylere ve bazı durumlara saplantılı olan ve bu saplantıdan vazgeçemeyen insanlara konulan teşhistir. Obsesif kompulsif kişiler tekrar eden düşüncelere sahiptir. Sürekli kafalarına taktıkları konu hakkında düşünürler ve aynı şeyleri yapma gibi bir eğilimleri vardır.
Tekrarlayan davranışları yaptıkça rahatladıkları için bazı davranışları yinelerler. Bu durum hem kendileri hem de etrafındaki kişiler için oldukça rahatsız edicidir.
Panik Atak: Panik atağı olan kişiler sebepsiz yere ve ciddi boyutlarda panik ve endişeye kapılabilme eğilimindedir. Bu kişiler panik esnasında titreme, hızlı nefes alıp verme, nefes darlığı, göğüs sıkışması ve terleme gibi fiziksel belirtiler de gösterirler. Genellikle kapalı alanlarda kaldıklarında bu bozukluk ortaya çıkmaktadır.
Travma Sonrası Stres Bozuklukları: Herhangi bir travmaya bağlı olarak o travma ile ilişkili yer, eşya ve durumlarla tekrar karşılaşınca yaşanan stres bozukluklarıdır. Travmaya bağlı olan her şeyden kaçınmak ve yüzleşmek istemezler.
Fobiler: Herhangi bir durum, bir canlı ya da eşyaya karşı korku duyma halidir. Bu durumlarla karşılaşınca stres ve yoğun korku yaşarlar.
Yaygın Anksiyete Bozukluğu: Kişiyi ruhsal anlamda çaresiz ve huzursuz hissettiren anksiyete çeşididir. Kişi bu bozuklukta kendini her an tetikte hissedebilir. Her an başına bir şey geleceğinden korkabilir, panik atak semptomları gösterebilir ve ölümcül bir hastalığı olduğuna inanarak sürekli hastaneye gidebilir. Bu kişilerin hastaneye yakın mevkilere taşınmak istediği görülmüştür çünkü kendini sadece orada güvende hissetmektedir.
Bunun yanı sıra ölüm korkusu çok yüksektir ve kişi “yakın zamanda öleceğimi hissediyorum” şeklinde yakınmalar gösterebilir. Bu hastalık çoğunlukla somatizasyon bozukluğu ile komorbite olarak görülmektedir.
Sosyal Anksiyete Bozukluğu: Kişinin kalabalık ortamlarda bulunmaktan huzursuzluk duyması, toplu alanda konuşma yapacağı zaman kendini aşırı rahatsız hissetmesi ve hatta toplu ortamda yemek yemekten dahi çekinmesi ile karakterize bir bozukluktur. Uzun vadede kişinin yaşamında çeşitli sıkıntılar meydana getirebilir. Dolayısıyla uzun vadede hayat verimliliğini ciddi anlamda düşüreceğine değinmekte fayda vardır.
Sağlık Anksiyetesi: Kişinin bedensel semptomlarını çok fazla dinlemesi ve ölümcül bir hastalığı olduğuna inanarak sürekli hastaneye başvurması ile karakterize bir bozukluktur. Kişi sürekli tetikte bir şekilde hastalanacağına ve ölebileceğine inanmaktadır. Bir diğer adı hipokandriyozis olan bu rahatsızlık, uzun vadede yaşam kalitesini düşürmektedir.
Anksiyete Krizi Belirtileri Nelerdir?
Krizin kişiden kişiye göre değişen belirtileri mevcuttur. Bazı krizler hafif, bazıları orta, bazıları ise çok yüksek şiddette görülebilir. Çoğu zaman fiziksel belirtiler olsa da, duygusal belirtiler de mevcuttur. Kişi atak anında kaygısını yönetemeyecek boyuta gelir. Kendisini çok kötü, huzursuz ve çaresiz hisseder. Atakların görüldüğü anlarda ağlama krizleri oluşabilir.
Anksiyete krizi belirtileri içerisinde duygulanım çok yüksektir, ayrıca geçmişe dair yaşanan olaylarla ilgili pişmanlık duygusu da kişiye eşlik edebilir. Kişi atak anında başına kötü bir şey geleceğinden, kurtulamayacağı bir hastalığa sahip olduğundan ve aniden öleceğinden korkabilir. Düşünceleri kendisine de yanlış gelebilir ancak duygudurumu bunun ayrımını yapmasına izin vermez.
Anksiyete Krizinin Fiziksel Belirtileri Nelerdir?
- Nefes almakta güçlük (nefes alma zorluğu),
- Kalp atışının hızlanması ve çarpıntı,
- Nabzın hızlanması ve buna bağlı gerginlik,
- Terleme (soğuk terleme),
- Sıcak basması,
- Göğüs ağrısı (özellikle sol kolun altında hissedilen),
- Kas gerginliği ve uyuşma,
- Titreme (ancak üşümeye bağlı değil),
- Mide bulantısı (her an kusacakmış gibi hissetme),
- Boğazda tıkanıklık hissi (yutkunma güçlüğü),
- Ağızda kuruluk (genellikle hızlı nefes alıp vermeye bağlı oluşur)
Anksiyete Krizi Ne Kadar Sürer?
Net bir süresi olmamakla birlikte, çoğu zaman birkaç saat içerisinde geçen bir durumdur. Özellikle gece saatlerinde oluştuğu bilinmektedir. Bu kriz zaman zaman birkaç gün de sürebilir. Durum ilerledikçe, tedavi olunmadıkça süreler daha da uzun hale gelecektir. Ayrıca tedaviye ne kadar erken başlanırsa, tedavi o kadar kısa sürmektedir. Kişinin eski yaşamına daha kolay adapte olabilmesi için, anksiyeteden bir an önce kurtulması gerekir.
Anksiyete belirtilerinizi ölçmek için aşağıdaki testleri uygulayabilirsiniz:
- Beck Anksiyete Testi
- Sosyal Fobi Testi
- Panik atak testi
- Obsesif Kompulsif Bozukluk Testi
Anksiyete Krizi Nasıl Geçer?
Kriz anında kişilerin bazı nefes egzersizleri ile durumu kontrol altına alabildikleri bilinmektedir. Kriz anında derin bir nefes almak, kişiyi rahatlatacaktır. Bunun yanı sıra, EMDR terapisinde yapılan güvenli yer ve kaynak yüklemeler de kişilere kendini daha iyi hissettirmektedir. Kişinin anksiyete krizi ile karşı karşıya kalmaması adına, bir uzmandan profesyonel bir destek almasında fayda olacaktır. Aksi takdirde krizlerin sıklığı artarak kişinin yaşamını ciddi derece olumsuz hale getirebilir. Her bir kriz diğerinden daha kötü ve farklı olabilir.
Anksiyete krizi geçebilen bir durumdur. Kişiler ilgili anksiyete bozukluğu ile ilgili tedavi gördüklerinde, krizler ortadan kalkacaktır. Kişinin yaşam verimliliği ve kalitesi açısından, bu krizlere erken müdahale etmesinde fayda olacaktır. Aksi takdirde durum çok karmaşık ve işin içinde çıkılmaz bir hal alabilir. Anksiyete ile ilgili en sık uygulanan tedaviler BDT, psikodinamik yönelimli terapi, pozitif psikoloji teknikleridir. Gerekliyse farmakolojik tedavi de uygulanabilir.
Anksiyete (Psikolojik) Nefes Darlığı Nasıl Geçer?
Anksiyete nefes darlığı günümüzde sıkça rastlanan anksiyete bozukluklarında görülen önemli bir belirtidir. Anksiyete hastalarının birçoğu derin nefes alamama, göğsünde baskı hissetme, boğazında düğümlenme gibi sorunlarla mücadele ederler. Sürekli ve aşırı endişe durumunda yaşayan anksiyete hastalarının nefes darlığı ile yaşam kaliteleri iyice düşer.
Anksiyete durumlarında yaşanan nefes açlığı durumu kişide farklı solunum rahatsızlıkları olduğu hissi uyandırmaktadır. Hastalar bu durumun psikolojik olmadığına kendilerini inandırırlar. Fakat bu durum solunum bazlı değil psikolojik bir süreçtir. Kişinin anksiyete krizleri sırasında ortaya çıkmaktadır. Eğer sizde nefes darlığı çekiyorsanız öncelikle mutlaka doktora gidip tetkiklerinizi yapılmalısınız. Fakat yapılan muayeneler sonucu vücudunuzda herhangi bir bulgu yoksa psikolojik nefes darlığı yaşadığınız doktorunuz tarafından söylenecektir. Böylece sorununuzun psikolojik boyutuna göre tedavi yöntemleri uygulanmaya konur.
Anksiyete Nefes Darlığı Neden Oluşur?
Psikolojik nefes darlığı çeşitli stresli yaşam olayları ve uyarıcılar kişinin çeşitli psikolojik rahatsızlıklar geliştirmesine sebep olur. Bu sorunların yaşanmasıyla kişilerde pek çok yan etki görülebiliyor. Psikolojik nefes darlığı ise anksiyete hastalıklarında sıkça yaşanan bir yan etki diyebiliriz. Kişinin yaşam öyküsü bu durumun oluşmasına sebep olan pek çok faktörü bize gösterecektir. Daha çok psikoterapilerde bu durumların ardında yatan dinamikler keşfedilerek hastanın psikolojik rahatsızlığına çözümler üretilmektedir. Kişide nefes darlığı oluşturan psikolojik nedenleri şöyle sıralayabiliriz:
- Psikolojik travmalar
- Kötü düşünceler, obsesyonlar
- Kötü bir olay
- Şiddetli stres durumu
- Sosyal ve kültürel olaylar
- Sıkıntı
Psikolojik Nefes Darlığı Belirtileri Nelerdir?
Anksiyete nefes darlığı yaşayan kişilerde çeşitli belirtiler görülmektedir. Fakat bazı belirtiler belirgin değildir. Psikolojik nefes darlığı yaşayan bireylerin pek çoğu kalabalık alanlarda daraldıklarını söylerler. Bu tarz yerlerde bulunduklarında derin bir nefes alma ihtiyacı ortaya çıktığını belirtirler.
Bazı hastalar ise sadece huzursuz oldukları anlarda artan nefes açlığı hissinden yakınırlar. Bu durumlarda nefessiz kaldıklarını sanırlar. Sanki bir su içerisinde boğuluyormuş hissi yaşarlar. Hastalarda genellikle sürekli bir huzursuzluk, stres, uzun süre bir yerde duramamak bir etkinliği sürdürememek gibi şüpheli belirtiler görülmektedir.
Psikolojik Nefes Darlığı Tedavisi Nasıl Yapılır?
Anksiyete nefes darlığı, kişinin yaşamını oldukça kötü etkileyen bir rahatsızlıktır. Bu durumun tedavisi için öncelikle kişinin bu durumun psikolojik olduğunu kabul ederek başlaması gerekir. Psikolojik nefes darlığı yaşayan bireyler için psikoterapi yöntemi kullanılmaktadır. Hastanın nefes darlığına sebep olan psikolojik faktörler hasta ile incelenmektedir.
Hasta ile nefes darlığı üzerine çeşitli egzersizler çalışılabilir. Anksiyete gibi rahatsızlıklar için en etkili psikoloji yaklaşımları Bilişsel Davranışçı Terapileridir. Bu yaklaşımda hastanın düşünceleri üzerine çalışarak kötü düşüncelerden uzaklaşması sağlanır. Aynı zamanda terapinin gidişine göre psikiyatrist bu durum için bir ilaç tedavisi uygulayabilir.
Anksiyete Nefes Darlığı Geçmesi İçin Ne Yapılmalı?
Psikolojik olarak nefes darlığı geçiren çoğu kişi bu durumun bedenine zarar vereceğini düşünmektedir. Aslında düşüncelerimizin sebep olduğu bu durum bedenimize ya da kalbimize bir zarar vermez. Ancak yaşam kalitemizi büyük ölçüde etkiler.
Bu yüzden tedavi olmanız kaçınılmazdır. Eğer psikolojik olarak nefes darlığı yaşıyorsanız öncelikle online terapi ve ilaç yönteminin sizin için en iyi yol olduğunu unutmayın. Bu yöntemle kısa sürede tedavi olabilirsiniz ve kendinizi daha rahat hissedersiniz.
Terapilerde genellikle nefes egzersizleri ve rahatlama egzersizleri kullanılarak kişi rahatlatılmaya çalışılmakta. Sizde evde çeşitli nefes egzersizleri uygulayabilir ve kendinize zihinsel telkinlerde bulunabilirsiniz. Nefes egzersizlerini gün içinde tekrarlayarak ana odaklanmanızı ve kontrolünün size geçmesini sağlayabilirsiniz.
Bunun için internette ufak bir araştırma yaptığınızda pek çok nefes egzersizi ile karşılaşabilirsiniz. Aynı zamanda uyku düzeninizi ayarlamanızda stres seviyenize oldukça fayda sağlayacaktır.
Çünkü uyku saatlerinizi düzenlediğinizde vücudunuzdaki çoğu hormon doğru bir şekilde çalışacaktır. Beslenme alışkanlıkları da stres ve kaygı oluşumunda etkili olmaktadır.
Anksiyete Bozukluğu Tedavi Yöntemleri
Anksiyete Bozukluğu Tedavi Yöntemleri araştırılıyor. Çünkü ciddi bir rahatsızlık. Anksiyete Bozuklukları yaygın panik bozukluk, sosyal anksiyete gibi bozukları içerisine alan ve bireylerin yaşam kalitesini düşüren rahatsızlıklardır.
Anksiyete bozukluklarının tedavi sürecinde uygulanan Bilişsel Davranışçı Terapi, bilimsel olarak etkinliği kanıtlanmış en geçerli tedavi yöntemidir. Özellikle, içerik itibariyle yapılandırılmış olan bu yöntem.
Bu yöntem kısa sürede sorunun hızlı bir şekilde ortadan kalkmasına yardımcı olacaktır. Hatta ilaç tedavisi uygulanmadan, sadece Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ile desteklenen süreç sonunda, hastalığın tekrarlama olasılığının daha düşük olduğu araştırmalar sonucunda bildirilmiştir.
Anksiyete Bozukluğu Tedavi Yöntemleri merak edilirken şu gerçeği açıklayalım. Anksiyete genel anlamda, sınav öncesi yaşanılan kaygı , iş yerinde yaşanılan problem sonucu oluşan zorlanma, önemli bir karar alma sürecinde stres yaşama ile ilgilidir.
Kaygı hayatımızın bir parçası olmakla beraber, yaşamımızı yönetmenin de bir yoludur. Ancak yaygın anksiyete bozukluğu durumuyla karşı karşıya kalan hastalar, durumun çoğu zaman kaçınmak istedikleri bir örüntü oluşturduğunu bildirir.
Bu yaşanan problemler sonucu ortaya çıkan anksiyete, eğer müdahale edilip kontrol altına alınabilirse etkileri kontrol etmek daha olasıdır. Ancak hastalar genel olarak durumun geçici olduğunu düşünmekte ve son anda tedaviye başvurmaktadır.
Kaygı bazen sorun oluşturmayan örüntüler halinde de hayatımızda rastladığımız durumlardandır. Örneğin bir karar alma sürecinden önce yaşanan stres, olasılıkların bütünüyle değerlendirildikten sonra karar alınmasına yardımcı olmaktadır.
Sorunun ne zaman başladığının ayrımının yapılması büyük önem taşımaktadır. Anksiyete günlük rutini etkilemeye başlamışsa ve kişi çok çabuk yoruluyor, hiçbir şey yapmak istememek gibi depresif bir hal almışsa, tedavi şarttır. Bunun dışında bazı fiziksel belirtilerin de söz konusu olduğuna değinmekte fayda vardır.
Özellikle kaygıyı tetikleyen durumla karşılaşıldığında aşağıdakiler yaşanır;
- Baş dönmesi
- Kalp çarpıntısı
- Terleme
- Mide bulantısı vb. olaylar
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve Anksiyete Bozukluğu
Anksiyete Bozukluğu Tedavi Yöntemleri detaylarına geçmeden önce bunuda açıklamakta fayda var. Anksiyete bozuklukları yaşayan kişiler, yanlış alarm mekanizması konusunda çok hassastır.
Bu sistem, devamlı alarm verip durumun yanlış olarak algılanması sonucunda yaşanmaktadır. Birey sürekli olarak tehdit alarmındadır. Dolayısıyla bu durumun çözülmesi için, bu alarmın çalmasına neden olan durum tespit edilmelidir.
Daha sonra bu durum, değerlendirmeye alınıp sorgulama süreciyle susturulmalıdır. Aksi takdirde alarm diğer noktaları da tetiklemekte ve kişiyi işin içinden çıkılmaz bir hale sokmaktadır.
Kaygı bozukluğu yaşayan kişi, genellikle yaşadığı yanlış alarmın gerçekliğini sorgulaması gerektiğini bilmemektedir. Çoğunlukla ortada bir tehdit olduğunu düşünmekte ve buna bağlı olarak kendini korumaya geçmektedir. Tehlikenin doğruluğunu bedensel yakınmalarıyla doğrulamaktadır.
Bu hastaların hayatında kendini gerçekleştiren kehanet adını verdiğimiz durumlara çok sık rastlanmaktadır. Örneğin danışan dışarıya çıktığında takip edilir miyim diye, endişe ediyor olabilir. Bu durumda kişiye, arkasındaki herkes onu takip ediyor gibi gelmektedir.
Bazı durumlarda takip durumu gerçekleşebilir. Genellikle kişi, düşündüğüm şey oldu, her şeyden korkmalıyım inancı benimseyebilir. Ayrıca kaygı anlarında çok sık yaşanan bir sorun olan panik atak, kişiye her an ölüyorum korkusu hissettirebilir.
Hatta kalp krizi geçirdiklerine çok fazla inanan hastalar, mide bulantısı, çarpıntı, sırt ağrıları gibi reaksiyonlar dahi gösterir. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), sorunun tamamen ortadan kalkmasına yardımcı olan çok gelişmiş bir terapi yöntemidir.
Anksiyete Bozukluğu İçin Hangi durumlarda BDT’ye başvurmak gerekir?
Anksiyete bozuklukları söz konusu olduğunda yaygın olarak başvurulan tedavi BDT olmaktadır. Özellikle aşağıdaki durumların görülüyor olması, BDT’yi doğrulamaktadır:
- Kişi endişeleriyle baş etmekte zorlanmakta ve kişinin günlük rutini bozuksa;
- Durum sadece kaygı olmaktan çıkmış, somatizasyon belirtileri de gösteriliyorsa;
- Kişi kaygısı tetiklendiğinde panik atak benzeri durumlarla karşılaşıyorsa;
- Kişi çok kolay yoruluyor ya da yataktan çıkmak istemiyorsa;
- Çeşitli fobiler gelişmiş ve takıntılar başlamışsa;
- Kişi sürekli diken üzerinde hissediyor veya her an bir şey olacağının endişesine kapılıyorsa,
- Uyku bozukluğu varsa, çok az uyuyor, uykusunu devam ettiremiyorsa;
Anksiyete Bozukluğu Tedavisinde Amaç Nedir?
Anksiyete tedavisi konusunda psikolog tarafından hedeflenen müdahale, kaygıyı azaltıp herkesinkiyle aynı hale getirmek amaçtır. Danışanların yanlış alarm mekanizmalarının farkına varmaları ve kriz durumlarını yönetecek yeterlilikte olmaları gerekir.
Örneğin sınav öncesinde kişi stres altına girer. Fakat burada asıl yaşanan durum, panik atak benzeri semptomlarsa, tedaviye başlanması sınav performansını da yükseltecektir.
BDT sonrası, danışan durumu gerçek bir tehlike olarak görse bile, artık bazı ayrımları yapar. Yaşanılan tehlikenin gerçekliğini ve gerçekleşme ihtimalini nasıl sorgulaması gerektiğiyle ilgili beceriler öğrenir. Sonraki süreçlerde davranışını değiştirebilmesi için onun yerine farklı beceriler kazanacaktır.
Aslında tedavideki amaç; yanlış alarm mekanizması ile ilgili. Amaç bu mekanizmanın sadece gerçek ve var olabilecek tehditler oluştuğunda devreye girmesini sağlamak. Durumu tanımlamak için alternatif düşünceler üretmek tedavinin bir diğer amacı.
Tedavinin bir diğer önemli amaçlarından biri de bireyin yaşadığı durumu anlamlandırabilmesi verilen psiko-eğitimdir. Psikolog, yaşanan sıkıntının sebepleri, sonuçları ve olası olan tedavi seçenekleri danışana hakkında bilgilendirme yapar. Bu durum danışanların güvende hissetmesine yardımcı olur.
Bu şekilde danışanlar, yalnız olmadıklarını görür. Aslında birçok kişi bu sorunla mücadele eder. Pek çok danışan bunun kendine has olduğunu düşünmektedir. Hatta gerçeklik algısını yitirdiği konusunda da yersiz endişelerde bulunmaktadır.
Kaygılanmanın hayatın bir parçası olduğunun kabul edilmesi, kaygının beklenilen seviyelere getirilmesi, anksiyete bozuklukları tedavisinde kullanılan Bilişsel Davranışçı Terapi tarafından sunulan başarılı bir yöntemdir.
Ansiyete Bozukluğu Olanların Yorumları
Başlangıçta bu hastalıktan şüphelenen herkes Ansiyete Bozukluğu Olanların Yorumları için araştırma yapar. Yapılan yorumlar çerçevesinde kendince bir karar vermeyi amaçlar. Yorum yapanların çoğunluğu psikoga gidip memnun kalmışsa oda gitmeye karar verir. Yorumlar olumsuz ise vazgeçer. Aslında kararsızdır.
Bu durumda hemen şunu belirtelim. Sizin için kıstas yapılan Ansiyete Bozukluğu Olanların Yorumları olmamalı. Neden? Çünkü her insan ayrı karakterdedir. Her insanın tedavi planıda ona özel olarak belirlenir. Kendinizde Anksiyete Bozukluğu durumundan şüphe ediyorsanız konunun uzmanı bir psikologla görüşmek ideal davranıştır.
Zira genel anlamda Ansiyete Bozukluğu Olanların Yorumları ile ilgili yazılara bakarsanız şunu görürsünüz. Çoğu hasta adayı başlangıçta psikologa gitmekte tereddüt eder. Ancak daha sonra bunun hata olduğunu belirttiği bir yorum paylaşır. İşte önemli kriter bu. Hastalığınız varsa mutlaka o hastalık alanında uzman olan bir doktorla görüşmek akılcı bir davranış olacaktır.
Sosyal Anksiyete Bozukluğu Nedir?
Sosyal anksiyete bozukluğu temelinde kaygı olan bir problem. Kaygı strese verilen tepkidir. Bedensel ve zihinsel sebeplerden oluştuğu gibi bedensel ve zihinsel sonuçlarında olması mümkündür. Kaygının oluşmasında kişinin zihnine gelen istemsiz, rahatsız edici düşünceler etkili olur.
Aynı zamanda bedenin yoğun stres altında kalp atışının hızlanması, terleme gibi fiziksel tepkilerden dolayı da kaygı seviyesi artar. Ayrıca kaygı yaşayan kişi davranışsal olarak kaçınma, yok sayma gibi davranışlarda bulunmaktadır.
Bu durumu yaşayan kişi kaygısıyla yüzleşmediği için bir döngü içine girecektir. Düşüncelerden kaçmak ve durdurmak zordur. Bu yönden istemsizce düşüncelerin gelmesi kaygıyı tetikleyebiliyor. Artık kişi kaygısından dolayı hem kendisi hem yaşamı sıkıntı yaşayacak seviyeye gelirse bir problem olduğunu söylenebilir.
Belirli noktalarda kaygının da yaşamda yeri vardır. Fakat kaygının seviyesi ve yaşattığı sıkıntılar kişinin psikolojik sürecini etkileyecektir.
Sosyal anksiyete bozukluğu bir tür sosyal fobi olarak da biliniyor. Kişinin sosyal ortamlarda kendisini rahatsız hissetmesi, zihnine gelen istemsizce düşünceler, dalga geçileceğinden kaygılanması kendine güvenmemesi, reddedileceği, yargılanacağı ya da suçlanacağı gibi düşüncelerin gelmesi sosyal fobi ile yakından ilgilidir.
Bu düşünceler kişinin benlik saygısını, benlik algısını oldukça derin etkiler. Sosyal fobisi olan kişi kendini bir başkasının gözünden görmek isteyecektir. Fakat bu görme kendisinin zihnine istemsizce gelen olumsuz düşünceler olacağı için özgüven problemi yaşayabilirler.
Davranışsal olarak da sosyal fobinin etkileri vardır; başkalarının yanında yemek yemek, konuşmak, telefonla konuşmak kişi için yoğun stres veya kaygı sebebi olacaktır. Kaygı arttıkça kişi yaşadığı durumun başkaları tarafından anlaşılacağından korkar.
Ayrıca bu durum daha yoğun kaygı yaşamasına sebep olacaktır. Bu durumda sosyal fobi yaşayan kişiler, sosyal ortamlardan kaçınarak devam etmeye çalışacaklardır. Bu kaçınma davranışı kişinin potansiyelini etkileyecektir. Sosyal bir varlık olan insan için bu durum çok zordur. Bu durumda kişinin sosyal ilişkileri veya iş yaşamı gibi sosyal ortamlara girmesi gerekebilir.
Sosyal Anksiyete Bozukluğu Belirtileri
Bu bozukluk çocukluk ve ergenlik dönemlerinde başladığı gözlemlenmiştir. Kişi bu kaygısıyla başa çıkmazsa ileriki dönemlerde etkisi devam edecektir. Sosyal fobi kişinin yaşamını sınırlandırır. Sosyal ortamlara girmekten kaçınabilir.
Ya da girdiği zaman, yüz kızarması, el titremesi,terleme, bulantı, karın ağrısı gibi bedensel tepkiler çıkabilir. Kişinin zihnine istenmeden gelen tekrarlayıcı düşünceler hakimdir. Ayrıca sosyal fobisi olan kişiler ve ya utanganç olan kişiler arasında fark bulunmaktadır.
Utangaç olan kişiler olumsuz düşüncelerin tersine bir düşünce duyduklarında kendilerine dair anksiyeteleri sona erer. Sosyal fobisi olan kişiler ise kendilerine dair bir değerlendirme yapmada zorluk yaşarlar. Ayrıca başkalarının nasıl düşündüğü olumsuz düşüncelerini daha da tetikler ve bu durumdan kaçınır.
Sosyal Anksiyete Bozukluğu Kimlerde Sık Görülür?
Sosyal anksiyetenin temelinde genetik ve nörolojik etmenler olabilir. Ailede benzer durumlar yaşayan kişiler vardır. Bunların dışında çevresel etmenler, çocukluk yaşantıları, okul öncesi gelişim dönemlerinde aşağılanma, alay edilme, dışlanma, küçük düşürülme gibi travmatik yaşantılar sonucunda kişide sosyal fobi görülmektedir.
Sosyal fobi ile çalışırken kişinin yaşadığı olumsuz duyguları ilk olarak nerede deneyimlediği önemlidir.
Sosyal Anksiyete Tedavisi
Bu tür bozukluğun tedavi aşamasında ilk olarak kişi yaşadığı problemi kabul etmelidir. Kabul etme kişinin yaşadığı problemden kaçınmasını engeller.
Önemli olan hastanın yaşadığı utangaçlık veya çekingenlik durumlarını ortadan kaldırmak değildir. Yaşadığı stres veya kaygı düzeyini kontrolde tutmak önemlidir. Kişi yaşadığı kaygıyı tanımalı, bedensel ve duygusal tepkilerinin farkında varmalı ve baş etme mekanizmaları ile kontrolde tutmalıdır.
Yaşadığı sıkıntılar kendisine ve ya çevresine zarar verdiği noktada psikolojik olarak destek alınmalıdır.
Yüksek İşlevli Anksiyete
Yüksek işlevli anksiyete nedir? Yüksek işlevli anksiyete tedavisi nasıl yapılır? Yüksek işlevli anksiyete belirtileri nelerdir ve anksiyete geçirenlerin yorumları nasıl? İşte yüksek işlevli anksiyete konusu kapsamında tüm merak edilenler!
Anksiyete, bireyin endişesi kapsamında oluşan duygu, düşünce ve davranışlarının bütünüdür. Hayatımız boyunca, çeşitli iş görüşmelerinden, sınavlara kadar her daim belirli endişe, anksiyete yaşarız. Belirtilen endişe duygusu, bekleyen anın geçmesinden sonra da devam ediyorsa, o zaman ortaya anksiyete bozukluğu çıkar
Anksiyete bozukluğu, genel olarak bireylerin hayatlarını sürdürebilmeleri açısından herhangi bir sorun arz etmez. Aynı zamanda anksiyete bozukluğu yaşayan birey, dışarıdan yıkılmaz gibi görünür. İçsel durumunu kimseye yansıtmaz. Fakat gerçekte durumlar tamamıyla farklıdır.
Yüksek İşlevli Anksiyete Belirtileri 2023
- Negatif düşüncelerden dolayı, uykuya dalmakta zorlanma.
- Aşırı kontrolcü davranma.
- Negatif düşünce ve duyguları kontrol edememek. Ayrıca bu düşünce ve duyguları, hak ettiğini ve belirli bir sebepten dolayı yaşadığını düşünmek.
- Bireyin negatif düşüncelerinden dolayı, kendisiyle zaman geçirememesi.
- Bireyin, her gelecek olayda olabilecek en kötü senaryoyu düşünerek endişelenmek ve bunun herhangi bir yararının olduğunu sanmak.
Genellikle yüksek işlevli anksiyete bozukluğuna sahip bireyler, sunulan belirtiler kapsamında, aşağıdaki davranışları sergiler:
- Tırnak yemek, ayak sallamak, yüz buruşturmak ve b. tikler
- Düşüncelerden kaçmaya çalışmak. (Bireyin kendisiyle baş-başa olabilecek ortamlardan kaçınması)
- Hem anksiyete hem de negatif düşünceleri giderme amaçlı, kötü alışkanlıklar edinmek. (Sigara, alkol, uyuşturucu ve b.)
- Yapılan her işin, mükemmel olmasına çaba göstermek ve b.
Anksiyete Düşünceleri / Yüksek İşlevli Anksiyete
Yüksek işlevli anksiyete hastası olan bireyler, genellikle kontrol edemedikleri obsesif kompulsif düşüncelere sahiptir. Anksiyete düşünceleri olarak da adlandırılan belirtilen etkenlere, genellikle bireyler inanmakta ve anksiyetenin sürdürebilir olmasını sağlamaktadır.
Belirtilen düşünceler şunlardır:
- Geçmişte yaşanan olumsuzlukların, günümüz dünyasında bizlere herhangi bir yararının dokunacağını düşünmek. Bu yanılgıya inanarak, birey geçmişteki düşüncelerini canlı tutmakta ve endişesinin daha da artmasına olanak sağlamaktadır.
- Gelecek bir olay için şimdiden endişelenmek, seni o olaya bütün biçimde hazırlayacaktır. Bu denli yaşanan endişe ve acının elbet bir nedeni olmalıdır.
- Birey, çevredeki her kimsenin onu yargıladığını gördüğü zaman kendisini değersiz hissetmekte ve böylece bir şeyler olacağını düşünmektedir.
- Son olarak birey, anksiyeteye neden olan olay ve hayatındaki tüm başka her şeyin, mükemmel biçimde olması gerektiğine inanmaktadır.
Genel olarak yüksek işlevli anksiyete bozukluğuna sahip bireyler, durumlarını kabullenerek herhangi bir yardım almamakta ısrar eder. Zira herhangi bir psikologdan yardım almak, onların kendi psikolojik sağlıkları üzerinde kontrol sahibi olamadığını ibraz ederek, zayıf gözükmelerine olanak sağlayacaktır.
Bu durum, her ne kadar bireyin kendi düşüncesi gibi gözükse de derinlerde, anksiyete bu düşünce vasıtasıyla varlığını uzun vadeli korumak niyetindedir.
Anksiyete Nasıl Geçer?
Peki bireyin yaşam kalitesini, bu denli etkileyen bir hastalığın tedavisi var mı? Yüksek işlevli anksiyete bozukluğu, tedavi edilebilir nitelikte hastalık olmaktadır. Güncel olarak, belirtilen hastalığın tedavi yöntemleri bunlardır:
- Bilişsel davranışçı terapi
- Psikoterapi
- İlaç tedavisi
Genellikle bu 3 tedavi kapsamında seçim, hastalığın derecesine göre yapılmaktadır. Fakat aralarında en yaygın tedavi yöntemi olarak psikoterapi belirtilmektedir. Genellikle psikoterapi, uzun vadeli tedavi yöntemi olmakta, hastanın isteğine nazaran da ilaç ile desteklenebilmektedir.
Peki tedavi yöntemleri dışında, yüksek işlevli anksiyete bozukluğuna sahip birey, kendisi hastalığını iyileştirmek adına ne yapabilir? Öncelikle belirtilen hastalığa sahip bireylerin, uzman terapiste gözükmeleri, uzun vadeli sağlıkları açısından mühim öneme sahiptir.
Fakat birey, çeşitli sebeplerden dolayı uzmanlar eşliğinde tedavi olamıyorsa, aşağıdaki etkenler kapsamında hastalığın belirtilerini az da olsa hafifletebilir:
- Nefes egzersizleri kapsamında, meditasyon ve yoga yöntemleri denenebilir.
- Spor, kötü düşünce ve duygulardan arınmak adına, mükemmel bir egzersiz niteliğine sahiptir.
- Birey, “hedef” olarak nitelendirdiği yol kapsamında yaşadığı endişe duygusunu azaltmak için çeşitli hobi ve b. tarzda eğlenceli aktiviteler gerçekleştirebilir.
- Son olarak bireyin, yaptığı işin niteliği fark etmeksizin hiçbir şeye, kendisinden fazla değer vermemesi gerekmektedir. Genellikle anksiyetenin en temel sebebi, bireyin bulunduğu durum kapsamında oluşan olay ve olayı kapsayan kişi ve kuruluşlara, kendisinden fazla değer vermesidir.
En İyi Anksiyete İlacı Hangisi?
Genellikle Yüksek işlevli anksiyete tedavisi kapsamında ilaçlar da sıkça başvurulan yöntem olarak nitelendirilmektedir. İlaçlar ya psikoterapi ya da bilişsel davranışçı terapi ile destek amaçlı alınmaktadır. Güncel olarak terapistlerin anksiyete kapsamında bireylere önerdiği ilaçlar, şu şekilde olmaktadır:
- Fluoksetin (Prozak)
- Paroxetin (Paxil)
- Sertralin (Lustral)
- Fluvoxamine (Faverin)
- Citalopram (Citol)
- Essilatopram (Cipralex)
Belirtilen ilaçlardan daha niceleri mevcut olmakta, psikologlar hastanın durumuna göre ilaç belirlemektedir.
Anksiyete Bozukluğu Olanların Yorum Niteliğinde Önerileri
Genel olarak yüksek işlevli anksiyete bozukluğunu atlatmış bireyler, hali hazırda bu sıkıntı ile mücadele eden bireylere, yorum niteliğinde öneriler sunmaktadır. Belirtilen yorumlar bunlardır:
- Genel olarak anksiyete, bireyin yeni girdiği ortamlar kapsamında oluşmaktadır. Süreç çerçevesinde anksiyete yaşayan bireyler; oyun, hobi, gezmek ve b. tarzda dikkat dağıtıcı eylemler gerçekleştirebilir.
- Yüksek anksiyete yaşayan bireyler, genellikle gece uykusunu çekmekte zorlanır. Gece, yatakta sağa-sola giderek endişelenmek yerine film, video, kitap ve b. tarzda etkenler kapsamında vakit geçirebilir.
- Genel olarak anksiyetenin, en yaygın yanılgı düşüncelerinden biri, yaşananların belirli bir sebepten ötürü yaşandığıdır. Bu tamamıyla bir yanılgı olmaktadır. Bireyin, anksiyete sürecinde yaşadığı her şey, kendi kurduğu kısır döngünün içinde anlamsızca, dönmekten başka bir şey değildir. Yaşanılan bu anlamsızlığa, mantık yükleyerek, anksiyetenin ömrünü uzun vadeli kılmak gereksiz bir işlemdir.
- Son olarak baş edilemeyen anksiyete bozuklukları zamanı, psikoloğa gözükmenin, hiçbir mahsuru yoktur. Nasıl ki birey, hastalandığı zaman doktora gözüküyorsa, anksiyetede de durum aynı olmaktadır.
Şayet siz de belirtilen etkenler kapsamında yüksek işlevli anksiyete olduğunuzu seziyorsanız, hemen şimdi evden çıkmadan online psikologla görüşebilirsiniz.
[wp-faq-schema title=”Anksiyete Sıkça Sorulan Sorular” akordeon=1]
Anksiyete hakkında faydalı bir bilgilendirme yazısı olmuş, bu yazı birçok araştırma ve makalelerden alınmış üzerine çalışılmış faydalı bir yazı, bizlere bu özet bilgileri sundugunuz için teşekkürler.
Tüm blogları severek ve ilgiyle takip ediyorum
Verdiğinin ücretsiz eğitimler için de ayrıca teşekkür ediyorum
İyi çalışmalar
Çok güzel anlatmışsınızz.
Ruh sağlığı çalışanlarını verdikleri eğitimlerle çok daha iyi donanımlı hale getiren yararlı bir platform. Verdikleri eğitimler hem kaliteli hemde ücretleri çok uygun. Herkese tavsiye ederim. Bu eğitimler dışarda çok uçuk ücretlere de veriliyor . Ben aldığım bir kaç eğitimden memnun kaldım .
Yağmurlu bir nisan akşamından bütün çevrimiçi ailesine merhaba, sevgiler. Verdiğiniz eğitimler çok değerli. Üniversite hayatım boyunca öğrenmediğim bilgiler ve teknikler öğrendim. Sizlere çok teşekkür ederim.
Sizleri ve çevrimici terapi ailesini İnstagram üzerinden tanıdım. Blog yazılarınız oldukça çeşitli konularda. Emeğinize sağlık. Çevrimiçi terapi ailesinden hiç eğitim alamadım. İnşallah bu kez alacağım. Şimdiden emekleriniz için teşekkür ederim
Öncelikle merhaba , çok güzel bir açıklama olmuş emeğinize sağlık. Üniversite eğitimim boyunca sizden almış olduğum tüm eğitimlerden çok memnun olduğumu ve devamının gelmesini temenni ettiğimi belirmek isterim , işinizde başarılar ve iyi dilekler dilerim..
Öncelikle merhaba , çok güzel bir açıklama olmuş emeğinize sağlık. Üniversite eğitimim boyunca sizden almış olduğum tüm eğitimlerden çok memnun olduğumu ve devamının gelmesini temenni ettiğimi belirmek isterim , işinizde başarılar ve iyi dilekler dilerim..
Ruh sağlığı alanında hizmet veren birçok siteye giriyorum okuyup araştırmak istiyorum ama birçok site sahibi bir hevesle karalamaya başlamış ve birçoğu yarım kalmış. Çevrimiçi ailesini tebrik ediyorum birçok engele rağmen dik duruş sergiledi ve insanlara faydalı olmaya devam ediyor.👏
Hoca bunlar ilgi nasil bir durum söz konusu nedir bu ilgili ne tapma piskoji çok bozuk ve madde düştü için daha çok bozuk